Ayrılıklar Kurtarıcı Olabilir mi?
Ayrılık,
eşlerini terkeden kadınların başarısız oldukları anlamına gelmiyor artık…
Onlar, boşandıktan sonra hayatlarından memnun olan kadınlar… Fransız sosyolog
François de Singly, son kitabı « Séparée » (Ayrılmış)’de konu aldığı « boşanmış
ama mutlu kadınlar » hakkındaki görüşlerini Fransa’nın ünlü kadın dergisi
Marie Claire’e anlattı.
Ayrılık,
kadınların kimyasına uygun birşey midir ?
Evet ! Tarihte erkekler hiçbir zaman boşanmayı
istememişlerdir. İlişki konusunda çok titiz davranmayan erkekler,
beklentilerini sevgililerinin dışındaki kadınlarla karşılamaya çalışırlar. Bu
da kadınların işine gelmez. Bu, ahlaki sebepler yüzünden değildir ve
tamamen kadınların « eşinin sevdiği tek kadın » olma isteklerinden
kaynaklanır. Ancak böyle olduğunda, kadınlar için bütün eksikler dolacaktır. Bunun
tersi bir durum yaşanırsa, hayal kırıklığına uğrarlar ve ilişkiyi direkt olarak
bitirmeyi yeğlerler.
Neden
ayrılan insanların sayısı gün geçtikçe artıyor ?
Özgürleşen ve bireyselleşen kadınların evlenme niyetleri git
gide azalıyor. 70’li yıllarda tarafların rızaları ile onların boşanabilmelerine
izin verilince, kadınlar, « biz »in, « ben »i silmemesi
gerektiğinin bilincine vardılar. Kadınlar boşanarak, kendi kendilerine var
olabilme hakkını elde ediyorlar.
« İyi »
ayrılıklar da var mı ?
Evet, hatta benim düşündüğümden bile daha çok ! Görüşme
yaptığım bütün kadınlar, bana boşanmanın onlar üzerindeki pozitif etkilerini
anlattılar. Özellikle şaşırtıcı bulduğum birşey var, o da şu : Kadınlar
« özgürlüğün » bütün kelime hazinesini kullanıyor,
hayatlarındaki bu değişikliği bir gençleşme hareketi olarak yaşıyor ve
hayatlarını kendi ellerine aldıklarına inanıyorlar. Kitaplarının ilk bölümünün
adı
« Yaşadığımız gibi ayrılıyoruz ».
Ne demek
istiyorsunuz ?
Tesadüf yoktur. « Biz » için çok yatırım yapan
kadınlar hayal kırıklığına uğruyorlar sonra da eşlerini reddediyorlar. Bu ayrılık
nettir ve geri dönüşü yoktur. « Ona bittiğini söyledim ! »
diyorlar. « Ben » için
yatırım yapanlar ise ; ayrılık, kendilerini tekrar tanımlama etabı oluyor.
Bir gün, kendi kendilerine eşlerinin gerçekten bir yararı olup olmadığını
soruyorlar. Onlar için ayrılık çok sert geçmiyor. Ara veriyorlar, kendilerini
test ediyorlar, eşlerinin yüzüne vurabilecekleri çok şey bulamadıklarında
ayrılığa daha endişeli bakıyorlar. Bu da, daha az yaralı ve daha hafif bir
ayrılık oluyor. Hatta eski eş, kadının hayatında bir arkadaş olarak bile
kalabiliyor.
Kadınlar,
eşlerinden ayrılıktan sonra kimliklerini tekrar nasıl bulabilirler ?
Bu durumda kadınların yakınları, onları yalnız bırakmamalı.
Kadınlar da gerekirse bir psikologla görüşmekten çekinmemeli ve kendilerine
vakit ayırmalılar. Bununla
birlikte, yeni biriyle yeni bir « biz » oluşturmak için öncelikle kadınların
kendileri hakkında düşünmeleri gerekiyor. Bu da bir ara verme gerekliliği
anlamına geliyor. Günümüzde, « ben » in hızlı ilerleyişiyle, aşk
istikrarsızlaştı. Kocaman bir belirsizliğin içinde umutsuzca « ben »i
boğmayan yeni bir « biz » aranıyor artık. Çift olmak ne demektir ? Bu, bundan sonra bir daha icat
edilecektir.
*16 Aralık 2011 tarihinde kadinmedya.com sitesinde yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder