10 Ocak 2013 Perşembe

Ayrılıklar Kurtarıcı Olabilir mi?

Ayrılıklar Kurtarıcı Olabilir mi?



Ayrılık, eşlerini terkeden kadınların başarısız oldukları anlamına gelmiyor artık… Onlar, boşandıktan sonra hayatlarından memnun olan kadınlar… Fransız sosyolog François de Singly, son kitabı « Séparée » (Ayrılmış)’de konu aldığı « boşanmış ama mutlu kadınlar » hakkındaki görüşlerini Fransa’nın ünlü kadın dergisi Marie Claire’e anlattı.


Ayrılık, kadınların kimyasına uygun birşey midir ?

Evet ! Tarihte erkekler hiçbir zaman boşanmayı istememişlerdir. İlişki konusunda çok titiz davranmayan erkekler, beklentilerini sevgililerinin dışındaki kadınlarla karşılamaya çalışırlar. Bu da kadınların işine gelmez. Bu, ahlaki sebepler yüzünden değildir ve tamamen kadınların « eşinin sevdiği tek kadın » olma isteklerinden kaynaklanır. Ancak böyle olduğunda, kadınlar için bütün eksikler dolacaktır. Bunun tersi bir durum yaşanırsa, hayal kırıklığına uğrarlar ve ilişkiyi direkt olarak bitirmeyi yeğlerler.

Neden ayrılan insanların sayısı gün geçtikçe artıyor ?

Özgürleşen ve bireyselleşen kadınların evlenme niyetleri git gide azalıyor. 70’li yıllarda tarafların rızaları ile onların boşanabilmelerine izin verilince, kadınlar, « biz »in, « ben »i silmemesi gerektiğinin bilincine vardılar. Kadınlar boşanarak, kendi kendilerine var olabilme hakkını elde ediyorlar.

« İyi » ayrılıklar da var mı ?

Evet, hatta benim düşündüğümden bile daha çok ! Görüşme yaptığım bütün kadınlar, bana boşanmanın onlar üzerindeki pozitif etkilerini anlattılar. Özellikle şaşırtıcı bulduğum birşey var, o da şu : Kadınlar « özgürlüğün »  bütün kelime hazinesini kullanıyor, hayatlarındaki bu değişikliği bir gençleşme hareketi olarak yaşıyor ve hayatlarını kendi ellerine aldıklarına inanıyorlar. Kitaplarının ilk bölümünün adı
« Yaşadığımız gibi ayrılıyoruz ».

Ne demek istiyorsunuz ?

Tesadüf yoktur. « Biz » için çok yatırım yapan kadınlar hayal kırıklığına uğruyorlar sonra da eşlerini reddediyorlar. Bu ayrılık nettir ve geri dönüşü yoktur. « Ona bittiğini söyledim ! » diyorlar.  « Ben » için yatırım yapanlar ise ; ayrılık, kendilerini tekrar tanımlama etabı oluyor. Bir gün, kendi kendilerine eşlerinin gerçekten bir yararı olup olmadığını soruyorlar. Onlar için ayrılık çok sert geçmiyor. Ara veriyorlar, kendilerini test ediyorlar, eşlerinin yüzüne vurabilecekleri çok şey bulamadıklarında ayrılığa daha endişeli bakıyorlar. Bu da, daha az yaralı ve daha hafif bir ayrılık oluyor. Hatta eski eş, kadının hayatında bir arkadaş olarak bile kalabiliyor.

Kadınlar, eşlerinden ayrılıktan sonra kimliklerini tekrar nasıl bulabilirler ?

Bu durumda kadınların yakınları, onları yalnız bırakmamalı. Kadınlar da gerekirse bir psikologla görüşmekten çekinmemeli ve kendilerine vakit ayırmalılar.  Bununla birlikte, yeni biriyle yeni bir « biz » oluşturmak için öncelikle kadınların kendileri hakkında düşünmeleri gerekiyor. Bu da bir ara verme gerekliliği anlamına geliyor. Günümüzde, « ben » in hızlı ilerleyişiyle, aşk istikrarsızlaştı. Kocaman bir belirsizliğin içinde umutsuzca « ben »i boğmayan yeni bir « biz » aranıyor artık.  Çift olmak ne demektir ? Bu, bundan sonra bir daha icat edilecektir.

*16 Aralık 2011 tarihinde kadinmedya.com sitesinde yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder