9 Ocak 2013 Çarşamba

Artık bebeklerin de Facebook ve Twitter hesapları var !

Sosyal ağlara üye bebekler !

Sosyal ağ meraklısı ailelerin dijital miras ile doğan sosyal bebekleri… 

Yeni doğdular ama çoktan e-mail adresleri, Facebook ve Twitter hesapları var… Sizce bu bilgisayar çağının bir getirisi mi yoksa bir çeşit narsisizm türevi mi?


 Le Monde gazetesinin internet sitesinde, gazeteci Anne Sengès’in sosyal ağlara üye olan bebekleri konu alıyor :

Charlotte Balanon, Twitter’da hayatını anlatıyor. Bu sekiz haftalık bebeğin aylardır Twitter’da aktif
kullanılan bir hesabı var, bir başka deyişle annesinin karnındayken bile tweetliyor. Rumuzu “Baby Gaga”, 168 takipçisi var.


Babası iPhone için “uygulama” üreticisi olan Charlotte bebek, bir sosyal ağ bebeği olarak doğmuş, tıpkı ABD’de Twitter, Facebook ve Youtube’da aktif olan birçok bebek gibi…


Charlotte’un babası Henry Balanon ise, bu sosyallikten gayet memnun.


“ Charlotte adına tweetlemek hoşuma gidiyor. Eşim hamile kaldığında Twitter’de bir hesap açtık ve çevremize çocuğumuz olacağını duyurduk. Ben, bunu, annesinin karnında olan Charlotte ile bir iletişim yöntemi gibi gördüm. Oysa ki Charlotte sadece bir embriyoydu ve ben kendimi onun yerine koymak istedim. Onun adına tweetlediğimde bunu okusa aklından ne geçerdi diye düşünüp gülüyorum.”

Charlotte gibi sosyal ağ bebeklerinden biri de bisiklet sporcusu Lance Armstrong’un beşinci çocuğu Olivia…O, şu anda Twitter’daki en popüler bebek. “Bakın elbisem ne kadar güzel” diyor sayfasındaki 4248 takipçisine.
Blog yazarı ve sosyal ağ uzmanı Julia Allison, “ Günümüzde sosyal ağlar, babaların, “aile olma” statüsüne geçişlerini gösterdikleri bir mecra” diyor.  Beş sene önce anneler bu konularda daha aktifken, son zamanlarda babaların sosyal ağlara ilgisi dikkat çekiyor. Allison, bu “sosyal” babaların vakitleri olmadığı için blog yazmak yerine Facebook’u ve Twitter’ı kullandıklarının altını çiziyor. 

Sosyal bebek ağlarında dolaşmak

Twitter’da altında bebek bezi olan ufaklıklar 140 karakterde hayatlarını anlatırken (Twitter’da hesap açmak için yaş sınırı yok), Facebook’ta bebekler bazen aileleriyle sayfalarını paylaşmak zorunda kalıyorlar çünkü Facebook’ta çocukları kötüye kullanmamak için Wee-Web ağı bulunuyor.
Sosyal ağ tutkunu ailelere, Kidmondo adlı bir internet sayfası ingilizce, ispanyolca ve italyanca bebek günlüğü sunuyor, Path adlı iPhone “uygulaması” da bu ailelere bebeklerinin hayatı ile ilgili detayları en yakın 50 arkadaş ile paylaşma imkanı veriyor. Son olarak da Babyblogs.com internet sitesi de yeni doğmuş bebeklere ait bir platform sunuyor.

Biberonlu bebekler internette
ABD’de bilgisayar güvenlik sistemleri üzerine çalışan AVG firmasının geçen sonbaharda gelişmiş ülkelerdeki anneler üzerinde yaptığı araştırma, daha 2 yaşına bile basmamış çocukların çoğunun dijital ortam ile bir bağlantısı olduğunu gösteriyor. Buna göre, görüşülen annelerin ABD’de yüzde 92’sinin, Fransa’da yüzde 74’ünün, Japonya’da yüzde 43’ünün bebeklerinin fotoğraflarını internete koyduğu görülüyor. Araştırmada ayrıca bu annelerin ABD’de yüzde 34’ü, Fransa’da yüzde 13’ü de bebeklerinin, ultrasonografi ile anne karnından çekilen fotoğraflarını sosyal ağlarda paylaştıklarını ortaya çıkıyor. iPhone “uygulamaları” arasında “Pimp my Ultrasound” adlı uygulamayla bebeklerin anne karnındaki fotoğraflarını indirip, onları gözlüklerle, şapkalarla süslemek bile mümkün…

AVG firmasının araştırmasına göre, görüşülen ailelerin bebeklerinin yüzde 7’sinin kendi e-mail adresleri mevcut. AVG yetkililerinden Beth Jordan, Sosyal ağların bebekler için bu kadar popüler olacağını düşünmemiştik diyor ve ekliyor : Bebeklerine ait bütün bilgileri veriyorlar ve çocuklarını internette kimlik çalınmasına karşı savunmasız bırakıyorlar. Bebekler büyüyüp, 16 yaşına gelince internette kendilerine dair bütün bilgileri silmek için karşımıza gelecekler diye düşünüyorum.”

20 binden fazla kişinin çocuklarının hayatlarını paylaştığı Kidmondo internet sayfası kurucusu Carole Hallac ise, “ Çocuğumun fotoğraflarını Facebook’a ya da Youtube’a koymuyorum” diyor.  Hallac bir uyarıda da bulunuyor: “Arkadaşlarımdan biri bebeğinin banyo yaparkenki videosunu Youtube’da paylaştı. Ertesi gün videoyu yüzlerce kişi izlemişti. Ailelerin gerçekten çok dikkat etmesi gerekiyor.”

Facebook’ta hesap açmak için 13 yaşından büyük olmak gerekiyor fakat yanlış bilgiler vererek açılan hesaplar sitenin kurallarına ters düşmeyi engelleyemiyor. Bu arada, birçok aile de çocukları için açtıkları Facebook hesabında yalan söylüyorlar. Time Magazine’de gazeteci Joel Stein bunlar arasında: “ Ben oğlum Laszlo için bir Facebook profili oluşturdum, o daha annesinin karnındayken onun siteye üye olabilmesi için yaşını yalan söyledim. Bebek karakterinden bağımsız agresif bir kişilik kurmak bana eğlenceli geldi. Arkadaşlarımın kızlarını tavlamaya çalışıyor, ona kötü şeyler yaptırıyorum.” Joel’in oğlu daha 3 aylıkken, Facebook yetkilileri bu “çok sosyal” bebeğin hesabını kapatma kararı aldı ve bunun için bir klik yeterli oldu…

İnternette bebeği nasıl korumalı?

Gerçekten bebeğinize ait olan bilgilerin kötü kullanılacağından korkuyorsanız, çok büyük bir yanlış yapmamak için Wee-Web’in kurucularından Cory Bronson’un tavsiyelerine bir göz atın. Kendinize basit bir soru sorun.

Bulunduğunuz yere dikkat edin! Bugün birçok fotoğrafın nerede, hangi tarihte ve saat kaçta çekildiği GPS yardımı ile bulunabiliyor. Bebeklerinizin fotoğraflarını bir internet sitesinde yayınlamadan önce, bu fotoğrafları görecek olan kişilere güvenip güvenmediğinizi düşünün. Fotoğraflarda çocuğunuzun resmini etiketlemekten kaçının. Sosyal ağlarda çocuklarınızla ilgili olan bilgileri yayınlamadan önce gerekli güvenlik ayarlarını yapmayı unutmayın. Bu fotoğrafları “herkes”in görmesini engelleyin. Kimlik hırsızlarına dikkat edin. Kimlik hırsızlarının bankada hesap açtırmak için ad, soyad, doğum tarihi ve annenin kızlık soyadına ihtiyaçları var. Bu yüzden bu bilgileri vermeyin. Hesabınızı kapattığınızda ise, bilgilerinizin tamamının silindiğinden emin olun. 

Psikolog görüşü: Michael Stora (1)

Bebekleri internette gösterme isteği neden kaynaklanır?

Bu bir çeşit anne-baba olma stresini azaltma çabası olarak yorumlanabilir. Anne karnındaki çocuktan kendini uzak hisseden baba, çocuğuyla bir bağ kurmak için çocuğuna bir Facebook ya da Twitter hesabı açabilir. Çocuğu kaç kişinin takip ettiği bir mutluluk kaynağı olabilir. Bu şekilde aileler, “ebeveyn” rollerini kendilerine kanıtlamış gibi olurlar.

(1) Ecrans, ça rend accro (Ekranlar, bağımlı yapıyor) adlı kitabın yazarı

* 30 Mayıs 2011 tarihinde kadinmedya.com sitesinde yayınlanmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder