Okullardaki
eğitimi çok sert buldukları için çocuklarını kendileri eğitmeye karar verdiler.
Her birinin kendine has bir metodu var.
Çocuklarına
özel ders veren annelerle bir röportaj...
Fransa’nın ünlü kadın dergisi Elle’in internet
sitesinde Charline Blanchard, çocuklarını evde eğiten annelerle ilgili bir yazı
yayımlamış. Gelin, bu yazıda neler var bir bakalım…
Anneler
Evi Okula Çevirdiler
Klasik anneler, çocuklarının ellerinden tutarak
onları okullarına götüredursunlar, metrolarda koşturadursunlar, trafiğe
sinirlenedursunlar; sıradışı anneler, evde sakin sakin kahvelerini içip
pastalarını yiyorlar: sıraların gürültüsünden, sabah mırıldanmalarından
uzaklar. Onlar, evlerindeki ve bahçelerindeki sessizliğin tadını çıkarıyorlar.
Onlar kim? Evlerini okula çeviren anneler...
Fransa’nın çeşitli
bölgelerinde yayılan okul dışında eğitim konsepti ile annelerin seçimleri bu
yöne doğru kayıyor. Üniversitenin üzerine 10 yıl da okumaya gerek yok böyle bir
seçim yapabilmek için... Herkesin bu seçime hakkı var. Sadece Fransa’daki Milli
Eğitim, çocuk 10-16 yaş arasındayken ailelere bir ziyaret gerçekleştiriyor ve
her şeyin yolunda gidip gitmediğine bakıyor, o kadar. Şu anda Fransa’da 3 bin
300 öğrenci evde eğitim görüyor. Bu çocukların anneleri de öğretmen rolünü
üstleniyor.
Sıkıcı,
Vahşi ve Saldırgan Bir Dünya
Bu metot rahatsız ediyor ve feministler, kadının
bu rolüne karşı çıkıyor. Okyanus aşırı ülkelerde (genelde maddi sıkıntılardan
ve dini nedenlerden kaynaklanan bir şekilde 1,5 milyon öğrenci evlerinde eğitim
görüyor) bu konsept aileleri ikna ettiyse de Fransa’da hâlâ bu konuda muhalefet
sürüyor. Mutsuzluk işareti olarak da okullarda bu süreç hissediliyor.
Bir grup, Milli Eğitim’den
ailelere yıllık olarak bir ziyaret düzenlenmesini ve sürecin bir sosyal
danışman bir de psikolog ile desteklenmesini öneriyor. Fransa’da yargıda da
değişiklik var: Çocuklar, on beş ay boyunca bir eğitmen tarafından
izleniyorlar.
Acaba bu anneleri motive eden
nedir?Hoşlarına gitmeyen bir okul ile karşı karşıya geldiklerinde gücü ele
geçiriyorlar…
Okula dair hatırladıkları
şeyler şöyle: Sınıflar ve not hiyerarşisi, istemedikleri bir çalışma temposu.
Onlar, bu dünyayı “sıkıcı, vahşi ve saldırgan” buluyorlar. Okul, çocuğu
yetişkinlerin hayatına hazırlayan yer değil midir! Eğitim ve öğretimin yanında
ilk aşkların yaşandığı, ilk arkadaşlıkların kurulduğu, bizi büyüten hataların
ve asiliklerin yapıldığı yer değil midir okul! Cécile Devaux, “Eğer başka bir şey
seçebilseydik, neden yapmamazlık ederdik ki!” Bu anneler, gerçekten farklı bir
hayat seçmiş bulunmaktalar. Çocuklarına tamamen farklı bir eğitim sunuyorlar.
Açık ve kesin eğitim gibi durmasa da onlar bunu daha kapalı bir şekilde yapıp
sonuca ulaşıyorlar. Tarih, okuma ve matematik derslerini öğrenmek için müzeler,
geziler, oyunlar, DVD’ler vs.
“Annelik
Rolünü Profesyonelleştiriyorlar”
Pedopsikiyatr ve Réussir à l’école: une question d’amour?” (Okulda başarmak, sevgi
işi mi?) kitabı yazarı Stéphane Clerget, “evde okul”un kadınların eve dönüşünün
gizli yüzü olduğunu ifade ediyor. “Her zaman çocuklarının yanında evde kalmak
istediklerini açıkça söyleyemiyorlar. Bu yüzden anneliği
profesyonelleştiriyorlar. Bilgi ediniyorlar, kütüphaneler dolusu kitap
okuyorlar, derneklere üye oluyorlar ve eğitmen diploması alıyorlar.” Ama okulda
eğitimi tercih etmeyen annelerin, evde eşini bekleyen annelerle çok da ilgileri
olmuyor. Kendi şirketlerinin sahipleri onlar: militan ruhlu ve hareketliler.
“Bazı çocuklar hiçbir zaman okula gitmek istiyorum, demeyecek; çünkü anneleri
çok güçlü!” diyor Stéphane Clerget. Çoğu anne bir “alternatif” hayat şekli
arayışında ve “Ecolo-bio”yu (eko okul) keşfetmiş durumdalar. Bu yüzden okulu
eve taşıdılar: daha “naturel” bir şey...
“Ben okulda her zaman
sıkılırdım, çocuklarımda öğrenme zevkinin devam etmesini istiyorum.” diyor 30
yaşındaki Kenya göçmeni Virginie. Aynı zamanda çocuğunun okulda çok eziyet
çektiğini düşünenler de var. 53 yaşındaki Yaëlle, “Anlayış göstermemek çok
korkunç olurdu!” diyor. Okulda oğlunun not ortalaması üç ayda 18’den 6’ya
düşmüştü ve oğlu agresif, disiplinsiz olmuştu. Hatta neredeyse okulundan
atılmak üzereydi.
Çoğu vakada, seçim, gerçekten
üzerinde çok düşünülmüş ve annelerin “Daha iyi ne yapılabilir?” sorgulamasından
doğan derin isteğin sonucunda gerçekleşmiştir. Yine de aile içi eğitimin
yararları net değildir. Bazıları bir geriye gidiş gözlemlemekte, diğerleri çok
iyi bir yenilik hissetmektedir. Okulu tercih etmeyen anneler, ideallerini
gerçekleştireceklerini ummaktadır.
“Çocuklarımın
Güç İlişkileri İçinde Büyümelerini İstemiyorum”
Claudia, 46 yaşında, üç çocuğu var:
“Kızlarım hiç okula gitmediler. Canları istediği
ve ihtiyaçları olduğu zaman öğrenecekler. Kızlarımın, bir şefin altında, onun
emirlerine uyarak büyümelerini istemiyorum. Bu, eğitime boyun eğmektir; diğerlerinin
saçmalıklarını kabul etmektir ve güç ilişkileri içinde büyümektir. On beş sene
boyunca tarih-coğrafya öğretmeniydim ve öğrencilerin üç ay sonra her şeyi
unuttuklarını gördüm. 2005 yılında öğretmenliği bıraktım; çünkü sıkılmıştım…
Beş sene önce bir yayınevi açtım. Geç çocuk sahibi oldum ve onların
ihtiyaçlarını karşılayacak bir şeyler yapmak istedim. Matematik, Fransızca ve
fizik dersleri yapmıyoruz. Kızlarım piyano çalmayı öğreniyorlar, bilim
müzelerine gidiyoruz, koroda şarkı söylüyorlar, tiyatroda oynuyorlar. Ben
onların destekçisiyim.”
“Onların
Gelişimleri İçin Her Şeyi Yapıyorum”
Maryline, 32 yaşında, iki çocuğu var:
“Eşim, evde eğitimden bahsettiğinde, benim için
çok büyük bir sorumluluk olduğunu düşündüm. Birçok kişiyle bu konuyu konuştum,
okudum ve bu fikrin hayranı oldum. Sabahları ciddi bir şekilde çalışıyoruz.
Öğleden sonra ya dışarı çıkıyoruz ya da boş zaman yaratıyoruz. Evde olmamız,
çocuklarımın eğitiminde bir sorun yaratmıyor. Hiçbir zaman sosyal olarak
bilinir olmayı hayal etmedim. Şirketlere çeviri yapıyorum ve çocuklarım için olmasa
da evden çalışıyorum. Sabit saatlerimin ve patronumun olmasını istemiyorum.
Eşim de ben de evde annemizle büyüdük ve biz de aynısını yapmak istiyoruz.”
“Çok Gezdik”
Valérie, 48 yaşında, 7 çocuğu var:
“Bir gün, biri bana okulun zorunlu olmadığını
söyledi: sanki kafamda bir ışık yanmış gibi oldu. O ana kadar onların dadıları
gibiydim. Sabah onları okula bırakıyordum, akşam alıyordum, yemeklerini
yediriyordum. Çocuk yapma sebebimiz onlarla günde bir saat geçirmek değildi.
Büyük oğluma okulu bırakmayı önerdim. Kızım da aynı şeyi istedi. Diplomasız
geçen seneler, özgürlük seneleriydi… Ben de
onlarla birlikte öğrendim. Okula giden öğrencilerin programlarının aynısını takip ediyoruz zaten.”
* Bu yazı 22.04.2013 tarihinde kadinmedya.com adresinde yayınlanmıştır.
http://www.kadinmedya.com/dunya/avrupa/cocuk-egitiminde-yeni-metod-evde-okul.php
onlarla birlikte öğrendim. Okula giden öğrencilerin programlarının aynısını takip ediyoruz zaten.”
* Bu yazı 22.04.2013 tarihinde kadinmedya.com adresinde yayınlanmıştır.
http://www.kadinmedya.com/dunya/avrupa/cocuk-egitiminde-yeni-metod-evde-okul.php
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder