10 Ocak 2013 Perşembe

Satılıkların, kiralıkların, iş arayanların arasında bir meslek ve biz




Ders kitaplarında medyanın dördüncü kuvvet olduğu anlatıladursun, biz mesleğimizi gazetelerin Sarı Sayfaları’ndan takip ediyoruz... Satılıklar, kiralıklar bir de iş arayanlar... Aslında çoğu ülkedeki gibi... Fakat bizde çoğu ülkeden belki “biraz” fazlaca... 

Bizdeki işler satılık ya da kiralık... Dine, kişiye, düşünceye, kıyafete, cinselliğe, paraya.

Saflıktan bu düzenin içine girdiysek denecek birşey yok. Olay, gerçek anlamda tamamen duygusal ise, yaşananları kendimize yediremeyip düzenden çıkmamız zaten yakın. Fakat iş, kara mizah tonunda “tamamen duygusal” ise, en yakın tarihte hatta belki geçmişten bu güne, bugünden geleceğe buluşma mekanı Sarı Sayfalar.... Satılıklar ve satış fiyatları. Kiralıklar ve kira ücretleri. Bir de gazeteciliği, fonksiyonel değerine layık olarak yapmayı hedef edinmiş eski gazeteciler ya da gazetecilik virüsünü nereden kaptıysa onu, ideal ölçütlerine göre yapmaya çalışan acemiler. Parasız olanlar. Kısaca iş arayanlar... Yani ben, sen, o, biz, siz, onlar.  Aslında bu işi “gerçekten” görev edinerek yapmak isteyenler ya da bana defalarca söylendiği gibi “bu meslek için fazla eğitimliler”.

Mesleğe eskiden girenler mesleki gururlarını, en son girenler mesleki ideallerini korumaya çalışıyorlar. Sanırım aradakiler kayıp... Onlar, o kadar hafiflemişler ki rüzgar onları kolayca önüne katıp götürebiliyor. Aynı rüzgar, onları besliyor, gezdiriyor ve “adam” ediyor. Alışılmadık beyinlere bilgi ve kültür yüklemesi, alışılmadık bedenlere toplantı kıyafetleri, alışmadık konumlara para, alışılmadık karakterlere güç... Sonuç:

“Evet sayın seyirciler, bir son dakika haberiyle karşınızdayız. Dördüncü kuvvet medyada doğal afet. Kasırga...”

Ölü çok, yaralı çok... Okumayıp yapan, sorgulamayıp inanan, çalan çırpan, korkan, susan, yalancıktan konuşan çok... İşin kötüsü aksini yapmaya çalışanlar da başka başka yerlerde, başka başka işlerde ya da başka başka işsizliklerde...

Gazetecilik, seni bana böyle öğretmemişlerdi ya da ben bunun için bu kadar yetiştirmeye çalışmamıştım kendimi....

Hayatımda, seni iş olarak aradığım dokuz ayı kaybettim... Ama öyle kötüsün ki beni bırakmıyorsun ve seni “gönüllü” olarak kimseye bağlı olmadan “dışarıdan” yapıyorum.

* Türk-İngiliz Gazeteciler Birliği'nin internet sitesinden yazıya ulaşmak için
http://tigb.org/?kayitbag=yazarlargs61tytt3vd05bkspnmbfk9nbvh9p59tk3h2pyhfhm3apdtzr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder