10 Ocak 2013 Perşembe

İlla birşey atacaksanız, kitap atın



İlk yazımı, Başbakan’ın ODTÜ ziyaretinde çıkan olaylar ve sonrasında çeşitli üniversitelerdeki tepkiler üzerine yazacağım hiç aklıma gelmezdi. Fakat Galatasaray Üniversitesi mezunu olup, bu hafta eski okulumdaki dayanışmayı, seviyeyi, tepkiyi görmek çok çok çok hoşuma gitti ve bu konu ile bağlantılı bir şeyler yazmaya karar verdim.
Haber sitelerinden birinde, Galatasaray Üniversitesi’nin ODTÜ’deki olaylar ile ilgili kınama yayınladığını okuduğumda “Ya bizim üniversiteye bir şey olmuş, ya da burada bir yanlış var” dedim. Birkaç saat geçmeden, sosyal medyada, öğretim görevlilerinin bu açıklamaya katılmadıklarına dair yazdıkları bildiri dolaşmaya başladı. Ne yalan söyleyeyim, içim rahatladı. Hala yaşadıklarını, gördüklerini, duyduklarını, okuduklarını sorgulayan bir genç nüfus var diye... Okuduğumuz yerli yabancı onca kitap boşa gitmedi diye…

Sanırım rektörler, kendi adlarına imza atmışlar ama yanlışlıkla üniversitelerinin adını kullanmışlar. ODTÜ’deki şiddete karşı çıkanlar arasında Türkiye’nin en iyi üniversitelerinde okuyan öğrenciler var. Bu konuda çok da mütevazı olmayıp kendimi de bu gruba dahil edeceğim ve “biz” diyerek devam edeceğim.

Bazıları bir kitabı okurlar, sadece onu bilirler, ona inanırlar. “Biz” yüzlerce kitap okuruz, onları biliriz, onlara sadece inanmayız bir de içinde anlatılanları sorgularız. Dolayısıyla aklımızın yatmadığı şeylere “hayır” demeyi biliriz. Üstümüze su da sıksalar, gaz da sıksalar, elleri coplu polisleri de salsalar, ortada yanlış bir şey var ise, biz onu dile getiririz ve mantıklı bir açıklama isteriz. Bizim demokrasi diye öğrendiğimiz şey, bu dönemdeki “kişisel demokrasi tanımları”na uymamaktadır. Bu yüzden susturmaya çalışırlar, bu yüzden şiddet uygularlar… Fakat uyguladıkları şiddet, vücudumuzda birkaç yeri kanatır, morartır ama aklımızdan geçenleri yok etmez.

Tarih, yüzyıllardır anlatır düşünceler, korkuyla değişmez diye. Bilinçli insanların kafalarındakileri değiştirmek için elle tutulur, gözle görülür, mantıkla açıklanabilir kanıtlar gerekir. Ancak o zaman akıl kabul eder.

Benim, Korku İmparatorluğuna tavsiyem… Bundan sonra bir ya da birçok kez daha böyle şeyler yaşanırsa diye:

Su, gaz, cop gibi şeylerle uğraşmayın… İlla birilerine bir şey atacaksanız, kitap atın… Eğer sizin dediklerinizi, yaptıklarınızı ve yaptırdıklarınızı matematiksel verilerle doğrulayan kitaplar bulursanız onları atın… Hatta o zaman kafamıza kütüphaneleri yıkın. Biz de okuyalım, düşünelim, tartışalım. Doğrunun ne olduğuna elinde sopanızla siz değil, biz karar verelim.


* 30 Aralık 2012 tarihinde Kocaeli Gazetesi'nde yayınlanmıştır. Yazıyı, Kocaeli Gazetesi'nin internet sitesi üzerinden görmek için: 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder